Kayıtlar

Mart, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kota

 "Her insanın bir acı kotası olduğuna inandım. Sanırım artık benim acı kotam doldu" diyordu bir filmde. Sanırım benim de acı kotam doluyor artık. Yüzüme sağanak yağan acılar yerini seyrek damlalara bıraktı. Biliyorum o damlalar daimi ama olsun. Seçme şansımız yok en nihayet.  "En iyisi uyumak Zeze. İnsan uyuyunca her şeyi unutur"  Mısralarda buluşmak dileğiyle. Kalın sağlıcakla.....

Geceye Bir Şiir

 Çocukluğuma sığınmak geliyor içimden bazı anlar. Ama olmuyor işte. Orada çok acı var. Yapamıyorum. Yine de güzel anlar hürmetine aşağıdaki şiiri paylaşmak geldi içimden bu gece. Kalın sağlıcakla; Affan Dede'ye para saydım, Sattı bana çocukluğumu. Artık ne yaşım var, ne adım; Bilmiyorum kim olduğumu. Hiçbir şey sorulmasın benden; Haberim yok olan bitenden. Bu bahar havası, bu bahçe; Havuzda su şırıl şırıldır. Uçurtmam bulutlardan yüce, Zıpzıplarım pırıl pırıldır. Ne güzel dönüyor çemberim; Hiç bitmese horoz şekerim! - Cahit Sıtkı Tarancı

İşte Benim Serüvenim-1

 İlkokul üçüncü sınıftaydım. Hava güzel diye okul bahçesinde yapıldı resim dersi. Sonra bir sonraki ders ziline kadar kendi halimize bırakıldık. Kızlar bir yerde kendi hallerinde, erkekler maç yapıyor. Ben de biraz maça gidiyorum, sıkılıp kızların yanına gidiyorum sonra. Henüz hissetmiyorum hiçbir yerde kendim olamadığımı. Doğuştan sağır olmak gibi bir şey: farkında olamıyor insan. Neden sonra teneffüs de bitti ve diğer dersin zili çaldı. Kıyamet gibi kalabalık okul binasına yürüyoruz. Derken bir ses: "Kız gibi lan..ahaaa" Bunu duyduğum yaş dokuz. Acısını anlatamam. Ama aynı durumu yaşayan sizler biliyorsunuz bunu. Dünyam sanki başıma yıkıldı. Sınıfa cesedim yürüyor. İşte o gün...tam da o an başladı acıklı serüvenim. Tabii o zaman bilemezdim bunun sadece bir başlangıç olduğunu. Hayatımın hatırı sayılır bir döneminde bununla mücadele edeceğimi bilemezdim. Geleceği bilmemek bir lütuftu bana gerçi. Bilsem o çocuk yüreğimle bunları nasıl kaldıracaktım. Şimdi bu yaşımdaki ben, sık

Mahmure

 "Elinde cımbızı, aynası,   Cumbada oturur Mahmure" Doksanlar ne kadar güzeldi. O çağlarda keşke biraz daha yaşım büyük olsaydı derim hep. Mahmure şarkısını Nükhet okumasa eminin böyle klasik olamaz, unutulur giderdi. Şarkının ritmi eğlenceli olsa da sözleri aslında ne kadar da trajik. Türk müziğinde nadir de olsa bu tarz örneklere rastlıyoruz. Amacı nedir hiç bilemiyorum ama bu harmanlama bana biraz da hayatı hatırlatıyor. Acı, mutluluk, öfke, hüzün hepsi bir arada. Belki de bestekâr hayatı seslendirmek istemiştir kulaklarımıza kim bilir. Şarkının beni en hüzünlendirdiği sözlerle noktalıyorum şimdilik. Kalın sağlıcakla. "Olurken her şey tarihin tenceresinde aşure.  Kahve de içer keyifle, penceresinde Mahmure"

Geceye Bir Şiir

 "Sabahsız geceler bitti.   Duydu sevginin sesini,   Ölüme gülerek gitti..."

Bir garip girizgah

 Her eşcinsel hayata savaşçı olarak gelir. Avuçlarında sımsıkı tuttuğu o büyük sırrı nasıl saklayacağını düşünmekle geçer en güzel yılları. Her eşcinsel hüzün taşır yüzünde. "Gay, diger gay'i nerede görse tanır" derler hani. Bence gözlerindeki hüzünden işte o. Eşcinsel çocuk olmaz. Benjamim Button gibi yaşlı doğarız biz. Hayat en büyük sınavını çocuklukta verir, sonradan yakamızı bıraktıkça gençleşir, özgürleşiriz. Tam çocukluk dönemimize geldiğimizde bavul toplama zamanımız da gelmiştir. Tadı kalır damaklarda ve biter... Bloğumda sizlere kendi serüvenimi sunacağım. Eminim her gay birşeyler bulacak kendinden. Yeniden görüşene kadar, kalın sağlıcakla.