Evvel zaman

 Sizinle bir çoğunu paylaştığım çocukluk anılarım peşimi bırakmayınca ben de onları terk etmenin yollarını aradım. Ve bu anıların etkisini azaltacak bir terapi yöntemi buldum. Aslında ben bulamazdım da tavsiye üzerine ulaştım demek daha doğru olacak.  Tabii etkisini azaltmak için de bu anıları tekrar tekrar hatırlamak gerekiyor. Evvel zaman içerisinde acılarla dans etmek. Onların <anıların> ölüm, benim ise yeniden doğum dansım. Buğulu bir pencereden gri, kasvetli hatıralara son bakış değilse de son etkileniş. Çoğu insan ölüm anında gözleri önünden bir film şeridi gibi geçerken izler bu anıları. Ama öteki çocuklar, yani ötekileştirilmiş çocuklar yeniden doğarak hayata karışmak için ölmeden önce ölür. Ve acıyı bedenlerinden sıyırıp atarak kaldığı yerden devam ederler. Çetin bir iş aslında bu. Bütün o anıları yine, yeniden, tekrar tekrar yaşamak gibi bir şey. Bir metronom eşliğinde sandığa gelişi güzel saklanmış bütün o anıları tek tek çıkarmak. Top, karı kılıklı, kız gibi, eheheheh nidalarini unutmak için hatırlamak zorunda kalmak hayatın kazılarından biri olsa gerek. 

"Sanmayın güller açar.

Bülbül değildir öten;

Bu rüzgâr başka rüzgâr. 

Ne istersiniz benden, 

Bilmem ki hâtıralar, 

Gelir gelmez sonbahar? "

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşte Benim Serüvenim 4

Anlam Üzerine