Gece
Hayat market poşetlerini taşımaya benziyor. Hevesle eline aldığın, yürüdükçe ağırlığını daha da derinden hissettiğin, kısa sürede de tükettiğin.
Bu aralar bana market poşetlerim çok ağır geliyor. Bir poşet var ki taşıdığım, canımı çok yakıyor. Öyle ki ellerim yara, bere içerisinde. Taşıdığım bu yalnızlık çok ağır geliyor. Yalnızlık insanı canından bezdiriyor.
Böyle zamanlarda sabahları uyanmak bile istemiyor insan. Uyanmak hatırlamak demek. Uyanmak rüya aleminde unuttuğun bütün o problemlerin geri gelmesi demek.
Gece yok olmak gibi birşey benim için. Beraberinde bütün o dertlerin de yok olması. Her şeyin anlamsızlaşması, anlamın bile anlamını yitirmesi. Fırtınanın dinmesi ve yerini sessiz viranelere bırakması.
Gece hayata kısa bir mola vermek gibi. Bazen gece hiç bitmesin, rüyaların sonu gelmesin istiyorum. Karanlık beni sarsın, saklasın. Kimse beni bulamasın. Gece beni bırakmasın.
"Tesadüfen gelmişim hayata, mecburen yaşıyorum. Doğarken neden ağladığımı yaşarken anlıyorum."
Yorumlar
Yorum Gönder