Hayat market poşetlerini taşımaya benziyor. Hevesle eline aldığın, yürüdükçe ağırlığını daha da derinden hissettiğin, kısa sürede de tükettiğin. Bu aralar bana market poşetlerim çok ağır geliyor. Bir poşet var ki taşıdığım, canımı çok yakıyor. Öyle ki ellerim yara, bere içerisinde. Taşıdığım bu yalnızlık çok ağır geliyor. Yalnızlık insanı canından bezdiriyor. Böyle zamanlarda sabahları uyanmak bile istemiyor insan. Uyanmak hatırlamak demek. Uyanmak rüya aleminde unuttuğun bütün o problemlerin geri gelmesi demek. Gece yok olmak gibi birşey benim için. Beraberinde bütün o dertlerin de yok olması. Her şeyin anlamsızlaşması, anlamın bile anlamını yitirmesi. Fırtınanın dinmesi ve yerini sessiz viranelere bırakması. Gece hayata kısa bir mola vermek gibi. Bazen gece hiç bitmesin, rüyaların sonu gelmesin istiyorum. Karanlık beni sarsın, saklasın. Kimse beni bulamasın. Gece beni bırakmasın. "Tesadüfen gelmişim hayata, mecburen yaşıyorum. Doğarken neden ağladığımı yaşarken...
Yıllar önce anlamıştım. Kendimi de çok uyarmıştım. Ataletin pişmanlığı ağır olacak. Hayatı kaçıracak, bir daha da yakalayamayacaksın. Hayattan intikam almak için yol verdiğin dostlukların yeri boş kalacak, dolmayacak bir daha. Hep söyledim kendime. Kendim söyledim, kendim dinledim. "Rûzgâr kırdı dalımı Ellerin günâhı ne? Ben yitirdim yolumu Yolların günâhı ne? Ne kış dedim ne bahâr İçtim sabâha kadar Erken ağardı saçlar Yılların günâhı ne?" Bazen kendimizi kaybediyoruz… ama yeniden bulmanın yolu, bazen bir cümleyle başlıyor. Eğer bu satırlar sana da tanıdık geldiyse, yorumlarda buluşalım.
Zinho simsiyah çok güzel bir çocuktu. Öylesine açtı ki, çöplükte bulduğu bozuk etleri daha ateşte ısınmasını bile beklemeden yemeğe başladı. Ertesi gün zehirlenerek ölmüş halde bulundu. Üzerinde kimliği olmadığı için onu herhangi bir Z gibi gömdüler. Kenarda kalmışların ismi olmaz ki.... -Carolina Maria de Jesus Hayat öylesine zorlu bir yolculuk ki, dehşete düşmemek olanaksız. Yer yüzündeki her canlı yaşam mücadelesi içerisinde debelenip duruyor. Bazen acaba ben mi hep olumsuz düşünüyorum dediğim oluyor elbette ama etrafımda uçuşan kuşların cıvıltılarının beni neşelendirmek yerine zorlu hayatlarını düşünerek hüzünlendirmesini depresif ruh halime bağlamak olayı fazlasıyla basite indirgemek olacaktır diye düşünüyorum. Acıyı körükleyen bir şey daha varsa o da yalnızlıktır bence. Birisini sevmek, sevildiğini bilmek, acını onunla paylaşmak ve desteklenmek hayatı yaşanır kılan en değerli şey olmalı. Hele ki "Kenarda kalmış" lardansan... Peki ya bundan da yoksun ise insan?.... Yaz...
Yorumlar
Yorum Gönder