Zinho simsiyah çok güzel bir çocuktu. Öylesine açtı ki, çöplükte bulduğu bozuk etleri daha ateşte ısınmasını bile beklemeden yemeğe başladı. Ertesi gün zehirlenerek ölmüş halde bulundu. Üzerinde kimliği olmadığı için onu herhangi bir Z gibi gömdüler. Kenarda kalmışların ismi olmaz ki.... -Carolina Maria de Jesus Hayat öylesine zorlu bir yolculuk ki, dehşete düşmemek olanaksız. Yer yüzündeki her canlı yaşam mücadelesi içerisinde debelenip duruyor. Bazen acaba ben mi hep olumsuz düşünüyorum dediğim oluyor elbette ama etrafımda uçuşan kuşların cıvıltılarının beni neşelendirmek yerine zorlu hayatlarını düşünerek hüzünlendirmesini depresif ruh halime bağlamak olayı fazlasıyla basite indirgemek olacaktır diye düşünüyorum. Acıyı körükleyen bir şey daha varsa o da yalnızlıktır bence. Birisini sevmek, sevildiğini bilmek, acını onunla paylaşmak ve desteklenmek hayatı yaşanır kılan en değerli şey olmalı. Hele ki "Kenarda kalmış" lardansan... Peki ya bundan da yoksun ise insan?.... Yaz...
İnsan hayat serüvenine yelken açtığı ilk andan itibaren karaya ulaşıncaya dek sürekli bir değişim, çoğunlukla da gelişim halindedir. Anladığım ya da kendimde gözlemlediğim kadarıyla bazı dönemler bu değişim hızlanıyor. Sezgisel güç artıyor, kişinin kendine verdiği değer artarken çevresindekileri daha az umursar / önemser oluyor. Bazı acılar tecrübeye, bazıları pişmanlığa evriliyor. Bazıları ise mumyalanmış gibi ilk haliyle zamana meydan okuyor. En avam tabirle hayat insanı şekilden şekile sokuyor. Tekamül kadehinden yudum yudum içerken de çevresindeki insanların değişimini hayretle karşılıyor insan. Bu çelişkiye isterseniz bencillik de diyebilirsiniz tabii. Yıllar sonra karşılaşılan bir dostu ya da akrabayı bıraktığı gün ki gibi bulmayı ummak bir nevi bencillikdir bana göre. Hele ki kendisi bu denli değişmişken insan. Aşağıda güftesini paylaştığım şarkıyı dinlerken ben bunları düşündüm. Bakalım siz nasıl yorumlayacaksınız. "Sen hep beni mazideki halimle tanırsın. ...
Yıllar önce anlamıştım. Kendimi de çok uyarmıştım. Ataletin pişmanlığı ağır olacak. Hayatı kaçıracak, bir daha da yakalayamayacaksın. Hayattan intikam almak için yol verdiğin dostlukların yeri boş kalacak, dolmayacak bir daha. Hep söyledim kendime. Kendim söyledim, kendim dinledim. "Rûzgâr kırdı dalımı Ellerin günâhı ne? Ben yitirdim yolumu Yolların günâhı ne? Ne kış dedim ne bahâr İçtim sabâha kadar Erken ağardı saçlar Yılların günâhı ne?" Bazen kendimizi kaybediyoruz… ama yeniden bulmanın yolu, bazen bir cümleyle başlıyor. Eğer bu satırlar sana da tanıdık geldiyse, yorumlarda buluşalım.
Yorumlar
Yorum Gönder